Hani ben 1.5 aylık uzun bir ara verdim ya yazmaya, işte o dönem içerisinde Lush aşkım kabardı..
Bir kalıp "Honey I Washed The Kids", bir kalıp "Godmother" bitirdim.
Hatta (gülmeyin) babam Gotmother'ı çok beğendiği için ona da kocaman bir kalıp kestirdim, bayıla bayıla kullanıyor..
Fotoğraflarını çekmedim. Üşendim :) Sonra bitti o sabunlar, ben de yenilerini almaya Lush'a gittim.
Bu sefer bi değişiklik yapayım dedim. Diğer sabunları da inceledim. Normalde biraz gelenekçi bir tipim. Bir markada bir ürün beğendiysem, direk gider onu alırım.
Genel olarak ruh halim yenilik, değişiklik ve farklılık arıyor son zamanlarda :) Sanırım bu durum sabunlarıma kadar yansıdı..
Uzun lafın kısası, Porridge'i gördüm. Denemeye karar verdim. Aldım. Kullandım. Bitti. Yenisini aldım. O da bitti. Alıyorum. Bitiyo. Alıyorum. Yine bitiyo. Neden bu kadar pahalı? :) Yine de alıyorum.
Sabunun içinde yulaf parçaları var. Porridge aslında müsli gibi kahvaltıda yenen bir yemeğin adı.
Sabunu kullandıkça sabun eriyor. Ve epey köpürüyor. Cildin üzerinde kireç gibi beyazımsı bir tabaka bırakıyor, gerçekten ne kadar iyi temizlediğini hissedebiliyorum.
Sabun eridikçe yulaf parçaları daha da meydana çıkıyor. Zamanla sadece yulaf parçalarından oluşan bir bar halie geliyor hatta..
Mükemmel bir peeling sabunu diyebilirim. Kullanırken dikkatli olmak lazım, can yakabiliyor. Ürünün açıklamasında "hassas ciltler için ideal" demiş ama ben pek katılmıyorum. Hassas ciltlerin canını acıtabilir biraz..
2 kalıp bitirdim. Yenisini almak için can atıyorum.
Lush sabunları arasında en sevdiklerim :
1)Honey I Washed The Kids
2)Gotmother
3)Porridge oldu. :)
Bu arada www.lushturkey.com adresinden yüklü bir alışverişim oldu. Örneğin çok merak ettiğim KATI ŞAMPUAN olayı ile tanıştım. Pek benlik değil ama.. Kullanamadım..
Önümüzdeki günlerde bol bol Lush yazısı geliyor, bilginize :)
Öpüyorum.
Simm
Continue reading...
Bir kalıp "Honey I Washed The Kids", bir kalıp "Godmother" bitirdim.
Hatta (gülmeyin) babam Gotmother'ı çok beğendiği için ona da kocaman bir kalıp kestirdim, bayıla bayıla kullanıyor..
Fotoğraflarını çekmedim. Üşendim :) Sonra bitti o sabunlar, ben de yenilerini almaya Lush'a gittim.
Bu sefer bi değişiklik yapayım dedim. Diğer sabunları da inceledim. Normalde biraz gelenekçi bir tipim. Bir markada bir ürün beğendiysem, direk gider onu alırım.
Genel olarak ruh halim yenilik, değişiklik ve farklılık arıyor son zamanlarda :) Sanırım bu durum sabunlarıma kadar yansıdı..
Uzun lafın kısası, Porridge'i gördüm. Denemeye karar verdim. Aldım. Kullandım. Bitti. Yenisini aldım. O da bitti. Alıyorum. Bitiyo. Alıyorum. Yine bitiyo. Neden bu kadar pahalı? :) Yine de alıyorum.
Sabunun içinde yulaf parçaları var. Porridge aslında müsli gibi kahvaltıda yenen bir yemeğin adı.
Sabunu kullandıkça sabun eriyor. Ve epey köpürüyor. Cildin üzerinde kireç gibi beyazımsı bir tabaka bırakıyor, gerçekten ne kadar iyi temizlediğini hissedebiliyorum.
Sabun eridikçe yulaf parçaları daha da meydana çıkıyor. Zamanla sadece yulaf parçalarından oluşan bir bar halie geliyor hatta..
Mükemmel bir peeling sabunu diyebilirim. Kullanırken dikkatli olmak lazım, can yakabiliyor. Ürünün açıklamasında "hassas ciltler için ideal" demiş ama ben pek katılmıyorum. Hassas ciltlerin canını acıtabilir biraz..
2 kalıp bitirdim. Yenisini almak için can atıyorum.
Lush sabunları arasında en sevdiklerim :
1)Honey I Washed The Kids
2)Gotmother
3)Porridge oldu. :)
Bu arada www.lushturkey.com adresinden yüklü bir alışverişim oldu. Örneğin çok merak ettiğim KATI ŞAMPUAN olayı ile tanıştım. Pek benlik değil ama.. Kullanamadım..
Önümüzdeki günlerde bol bol Lush yazısı geliyor, bilginize :)
Öpüyorum.
Simm